İSTANBUL İl Sağlık Müdürlüğü tarafından sağlık kurumlarındaki üst düzey yöneticilere yönelik deprem tatbikatı düzenlendi. Anadolu ve Avrupa yakasında peş peşe 2 gün, 48 saat boyunca aralıksız sürecek tatbikatlarda, toplam 91 üst düzey sağlık yöneticisi, gerçeğine uygun deprem senaryolarında yer alacak. İlki Anadolu yakasında gerçekleştirilen deprem tatbikatında termal kameralı dron kullanıldı, enkaz alanında tehlikeli gaz ve kimyasal sızıntı taraması yapıldı, yaralının teleferikle tahliyesi sağlandı ve çalışmalar sırasında çıkabilecek arbede canlandırıldı. Yöneticiler, geceyi UMKE çadırlarında geçirdi. İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Depremin ilk saniyesinden itibaren otomatize olmamız lazım. Bu tatbikatta da üst düzey yönetici arkadaşlarımıza, Türkiye’de ilk defa tatbikat ve farkındalık toplantılarını yaptık” dedi.
İstanbul Anadolu ve Avrupa yakasında 2 gün peş peşe düzenlenen ve Türkiye’de ilk kez ‘Sağlığı yönetenler’ için organize edilen deprem tatbikatında, 91 üst düzey yönetici, AFAD ve UMKE ekipleriyle gündüz eğitim seminerlerine katılıyor, akşam saatlerinde başlayan ve sabaha dek süren saha tatbikatında ise gerçeğine uygun deprem senaryolarını birebir tecrübe ediyor. Şimdiye kadar çeşitli periyotlarla her hastanenin kendi ekipleriyle lokal olarak gerçekleştirdiği deprem tatbikatları; ilk kez tüm hastane yöneticilerinin birarada katıldığı bir senaryoyla daha kapsamlı olarak ele alınıyor. AFAD ve UMKE koordinasyonunda, kentsel arama kurtarma yapan sivil toplum kuruluşu ekiplerinin de görev aldığı tatbikatlarda, yaklaşık 300 kişilik ekip yer alıyor. Yöneticiler, deprem çantalarıyla geldikleri tatbikat için yiyeceklerini dahi yanlarında getiriyor, geceyi UMKE çadırlarında geçiriyor.
TATBİKAT SENARYOSUNDA SAHADA ÇIKABİLECEK ARBEDE DÜŞÜNÜLDÜ
27 ve 29 Eylül tarihleri arasında, Avrupa ve Anadolu yakasında peş peşe gerçekleştirilecek ve her biri 24 saat planlanan tatbikatların ilki, İstanbul Anadolu yakasında 27 Eylül sabahı başladı; 28 Eylül sabahına kadar sürdü. Anadolu yakası için tatbikat alanı olarak izole bir noktada bulunması ve zorlu bir etap olması nedeniyle Süreyyapaşa tercih edildi. 6.2 büyüklüğünde bir deprem sonrası çöken 5 katlı binanın birinci katında mahsur kalan yaralıyı enkazdan kurtarma senaryosu gerçekleştirildi ve İHH ekipleri enkaz kaldırma çalışmalarında yer aldı. Yaralıyı kurtarma çalışmaları sırasında artçı deprem, tehlikeli gaz ve kimyasal sızıntı taraması, ulaşımın olmadığı noktadan çıkarılan yaralının teleferikle tahliyesi, hatta sahada çıkabilecek arbede dahi spontane olarak simüle edildi. Tatbikatta bizzat yer alan ve geceyi başhekim ve yöneticilerle UMKE çadırlarında geçiren İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, tatbikatla ilgili detayları Demirören Haber Ajansı’na anlattı.
“DEPREM SONRASI İLK 48 SAATİ OTOMATİZE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Prof. Dr. Memişoğlu, “Biz öncelikli olarak farkındalığı arttırmaya ve depremin özellikle ilk 48 saatinde herkesin ne yapacağını ezbere, bilinçaltına yerleştirmesini ve spontane hale getirmesini bekliyoruz. Depremin ilk saniyesinden itibaren otomatize olmamız lazım. Bu tatbikatta da bunu üst düzey yönetici arkadaşlarımıza, Türkiye’de ilk defa İstanbul’da Anadolu yakası-Avrupa yakası olarak ikiye bölerek, tatbikat ve farkındalık toplantılarını yaptık. O kriz aşamasında zaten arkadaşlarımız her türlü bilgiye, tecrübeye sahipler. Hem onları tartıştık, değerlendirdik, neler yaşandı. İstanbul’da böyle bir acıyla karşılaşırsak nasıl yönetiriz; biraraya gelerek, gece de burada kalarak ve tatbikat yaparak hem birlikteliğimizi ve farkındalığımızı, hem de o otomatik hareket etme yeteneğimizi artırmaya çalışıyoruz” dedi.
“EV GÜNEŞ ALIYOR MU DİYE DEĞİL DEPREME DAYANLIKLI MI DİYE SORMALIYIZ”
91 üst düzey sağlık yöneticisinin katıldığı tatbikatlarda toplam 65 başhekimin yer alacağını da belirten Prof. Dr. Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “UMKE eğitimi de yaptık. Bunların yaklaşık 65’i başhekim, diğerleri de Kamu Hastane Başkanlarımız ve sağlık hizmetleri ve diğer alanlardaki başkanlarımız, Halk Sağlığı Başkanımız da dahil. Özellikle risk azaltmaya yönelik de hareket ediyoruz. Deprem anında ne yapılacağını toplum olarak da öğrenmemiz gerekiyor. Nasıl çantamız olmalı, nerede saklanmamız, kendimizi korumamız lazım. Mesela ev alırken hep güneş alıyor mu, ulaşım nasıl diye soruyoruz. Artık herkesin bu ev depreme dayanıklı mı diye sorması gerekiyor. Depremde ben ne yapacağım diye sorması lazım. Afet anında nerede buluşulacağının kararını bile şimdiden her aile her fertle birlikte planlamış olmalı.”
“HER TÜRLÜ ENTEGRASYON SENARYOSU HAZIR”
İstanbul’da hastanelerin yüzde 80’inin depreme dayanıklı hale getirildiğini ve bu yöndeki çalışmaların halen devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Memişoğlu, beklenen büyük Marmara depremi için sağlık tesisleri olarak şehrin depreme hazır olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle noktaladı: “İstanbul’daki hastanelerdeki ekiplerin hangi şehirdeki ekiplerle değişeceği, hangi eczanenin nereden gelip hangi bölgemizdeki eczaneleri destekleyeceği, birinci basamaktaki aile hekimlerinin hangi şehirden hangi ilçemize geleceğine dair tüm planlayıp arkadaşlarımıza anlatmaya çalışıyoruz. Yöneticilerimizin farkındalığını arttırırsak, onların çalışanlarının da farkındalığı artar. İstanbul’da hastanelerin yaklaşık 80’ini depreme dayanıklı hale getirmiş durumdayız. Özellikle 12 tane izolatörlü hastane var, iki tanesi inşaat halinde. Bunlar depremde şehrin ana omurgasını oluşturacak özellikle doğu batı ve kuzey güney ekseninde. Bu hastaneler hem lojistik anlamda, hem insan gücünün değişimi anlamında, hem de izolatörlü oldukları için depremde kesintisiz hizmet verebilmek anlamında İstanbul’da sağlığın omurgası olacak. İzolatörsüz ama sağlam kalacak diğer hastanelerle de buralardan entegrasyon sağlayacağız. Onları da birinci basamak dediğimiz aile hekimliklerine, deprem sonrasındaki halk sağlığı ile ilgili enfeksiyon, bulaşıcı hastalıklar sorunlar için zincir şeklinde birbirine bağlayarak entegre bir planlamamız var. Gerçekten de biz hazırız. “
MOBİL HABERLEŞME KOMUTA MERKEZİ İLE KESİNTİSİZ İLETİŞİM
İstanbul’un her iki yakası için ayrı ayrı planlanan üst düzey sağlık yöneticilerine yönelik deprem tatbikatlarında UMKE, AFAD ve STK’lara ait onlarca araç da yer aldı. Tatbikatlarda 1 arazi ambulansı, 1 normal ambulans olmak üzere her iki yaka için, toplam 4 ambulans; 4 UMKE müdahale aracı, 1 mobil haberleşme komuta merkezi, 2 UMKE arazi kamyonu, 1 ATV aracı, enkaz alanında yaralı arama çalışmaları için termal kameralı dron, kimyasal sızıntı ihtimaline yönelik 2 KBRN ambulansı ile personel nakli için 4 servis aracı yer aldı.
Öte yandan afet sonrası kesintisiz iletişim sağlayabilen UMKE mobil haberleşme komuta merkezi hakkında bilgi veren İstanbul UMKE Sorumlusu Selim Altınarık ise şunları söyledi: “Aracımızda, kısa dalga telsiz sistemimiz var. Karasal hiçbir şeye bağlı olmadan, atmosferin üst tabakalarını kullanarak araçtan yaptığımız yayın dünya çevresinde dolaşıyor ve o frekansta dinlemede olan istasyonlarla, hem yurt içinde, hem de yurt dışında afet ve acil durumlarda çok kolaylıkla konuşabiliyoruz. Yine aracımızın içerisinde uydu telefonumuz var. Karasal telefon sistemleri devre dışı kaldığında, uydu üzerinden telefon haberleşmesi yapabiliyoruz. GSM sisteminin devre dışı kaldığı durumlarda bizi ayakta tutan sistemler telsiz sistemleri. İletişim hiç kesilmeden hem vatandaşlara, hem de kendi ekiplerimize bir koordinasyon, yardım sağlamak amacıyla kullanıyoruz. Bunun yanında aracın içerisinde bir adet ATV aracımız var. Bu iletişim sisteminin bir küçük modeli, sırt çantasında personel bununla aracın ulaşamayacağı alanlara ATV ile ilerleyebiliyor. Uydudan görüntü alabiliyor ve uyduya görüntü yollayabiliyoruz. Araç çevresine uydu üzerinden aldığımız interneti belirli bir mesafe içinde dağıtabiliyoruz.”